Tanrı Ve Kötülük


*Başlangıçta okura not: Ben hızlı anlattığımdan siz yavaş ve sakin okursanız daha anlaşılır olabilir.


Evet girişler nasıl yapılıyor bende bilmiyorum onun için buz gibi bir şekilde gelişme kısmına atlama çılgınlığını sergilemek istiyorum ama konuya girmeden önce şu kötülük argümanını açıklayayım :

1)Evrende gözlemlediğimiz kötülükler vardır

2) Tanrı varsa ve her şeyi yaratan oysa kötülüklerin sebebi de odur

3) Dinlerin iddia ettiği tanrı merhametli ve iyi bir tanrıdır

4) Kötülük yaratan tanrı kötüdür,tanrının diğer sıfatlarıyla çelişir bu durum

5) O zaman dinlerin temel iddiası olan tanrı yanlışsa o din de yanlıştır

(bu argüman bu iddia da olanlar dinler için geçerlidir)

valla bu argüman tam aklımda değil isteyen internetten bakabilir kötülük problemi yazsa çıkar ama argüman olarak temel mantığı,anlatmak istediği şey buydu.

Tanrının neden kötülüğü yarattığı veya kötülüğe neden izin verdiği ile ilgili çeşitli yorumlar olsada aslında hiçbir teist kötülüğün tam olarak ne için yaratıldığını/izin verildiğini açıklayamaz.Burada insanın akıl sınırları ve tanrının sonsuzluğu dikkate alınmalıdır tabi ki. Tanrı neden böyle bir durumun olmasına izin verdi buna geçmeden önce iyilik ve kötülük arasındaki ilişkiye değineceğim. Aslında arasındaki ilişki çok anlaşılmaz değil çünkü etrafimızfa gördüğümüz her şeyin bilinme sebebi zıtlıklardan var olmasıdır. "Yaaa olur mu öyle şey kanepenin zıttı ne peki biz onu nerden biliyoruz" gibi sorular bahsettiğim şey hakkında bir sıkıntı oluşturmaz çünkü buradaki temel vurgu soyut şeyler,algılama,hissetme,karşılaştırma üzerinedir mesela sert-yumuşak, iyi-kötü, sıcak-soğuk,güzel-çirkin gibi... Kaldı ki yukarıda yaptığım gibi kısıtlamak zorunda da değilim çünkü artık biliyoruz ki atomun yapı taşları proton nötron ve elektronun anti maddeleri olduğu gibi (pozitrön antinötron antiproton) onlardan çok daha küçük parçacık olan kuarkların da antileri(anti kuarklar) var yani aslında maddeden hissiyatta her şeyin bilinme var olma sebebi zıttının olmasıdır. Şimdi artık çok basit bir çıkarım yapabiliriz sanırım, gerçi ulan direk böyle konuya girmeyecektim ama neyse artık, kötülük olmasaydı iyiliği bilemezdik. Tamam hadi konu bitti dağılalım falan yok tabi.Her şey daha yeni başlıyor ama fazla bilimsel,somut  ve soğuk bir konuşma oluyor bu sanki,ben bu değilim neyse devam edelim. Bu zıtlık olayına yıllar önce yazdığım biraz absürd bir örneği vereyim; mesela şimdi hayal edin bütün insanların boyunun karınca kadar olduğunu ve insanlık var olduğundan beri bir akıntı içinde akıntının doğrultusunda yüzdüklerini.Bu insanlar akıntı yönünde yüzmenin rahat ve kolay olduğunu bilemezler çünkü onlar için bu hep var olan sıradan bir durumdur ta ki içlerinden bir deli akıntıya karşı ilk kulacı attığı anda "noluyoz laaan " diyerek kolay-zor gibi kavramları anlamaya başlar. Çünkü biz insanlar karşılaştırma yaparak varlıkların durumları hakkında bilgi sahibi oluruz. Neyse bu durumu az çok anlatabildiğimi düşünüyorum diğer bir durum ise insanın özgür iradeye sahip seçim yapabilen bir varlık olmasıdır ve eğer seçim varsa seçenekte olmalıdır tabi ki (sonuçta sözde bir özgürlükten bahsetmiyoruz!) ve genel olarak dinlerin temel dayanaklarından biri ise iyi-kötü üzerine bina edilmesidir.Sadece iyiliğin olduğu  bir dünyada seçimden özgür iradeden bahsedilemez doğal olarak bu varlıklar da yaptıkları eylemleri iyi kötü olarak sınıflandıramaz.

"Dinin temel sırrı imtihandır,imtihan ise ancak özgür irade ,özgür irade de ancak kötülük varsa anlamlıdır"


İslamda özgür iradesiz varlıklar meleklerdir Allah insanlara özgür irade vererek onlara yani bize meleklerden daha üstün yada aşağı bir konuma inme hakkı vermiştir.Ya aslında kötülük neden var gibi sorular falan filan bunlar boş uğraşlar bir insan neden tanrı kötülüğe izin verdi lan bu nasıl tanrı gibi bi soruyu niye sorar bunu sorgulamak lazım .Neden sorar bunu insan Çünkü tamamiyle özgür (!) olmak ister kimseye hesap vermemek ister istediği şeyi yapıp bundan dolayı kendini değil her zaman yaptığı gibi başka bir varlığı suçlamak ister işte burada o suçlanan varlık tanrı oluyor. "eee kardeşim sonuçta beni bu fıtratta da Allah yarattı ben böyle kötü biriyim" diyen olursa ne yazık ki bu bahanesi artık tedavülden kalkıyor.İnsanın fıtratının iyilik üzerine olduğu(ırkçılık gibi bazı kötülüklere de meyilli ama bu iyiliğe olan ilgisini gölgelemez) yakın zamanda bebekler üzerinde yapılan o kukla vb. deneylerle ortaya çıkarıldı (bu arada izlemediyseniz izlemenizi okumanızı tavsiye ederim o deneyleri). Tabi ki insanın doğası gereği kötülüğe de bir meyilli olduğu yok sayılamaz ama insanın hangisini seçtiği artık insanın bir sorunudur. Şimdi biraz da leibniz denen abimizin bu konudaki yaklaşımını inceleyelim. O diyor ki Tanrı mükemmeldir onun için mükemmel bir evren yaratmıştır ama evren ne kadar mükemmel olursa olsun tanrı kadar mükemmel olmayacağı için içinde bir miktar kötülük bulundurmak zorundadır. Şimdi aslında teknik olarak bakınca güzel geliyor kulağa ama tanrı mükemmel diye mükemmel bir evren yaratmak zorunda mı? Kim zorlayabilir tanrıyı ikinci olarakta evren tanrı kadar mükemmel olamaz bir miktar kötülük olmalı diyor simdi zaten evren bir kere yaratılmış olduğu için zaten tanrı kadar mükemmel olamaz ve içinde bir sürü noksanlık olduğu gibi sonu da var. Yani kötülüğe gelene kadar dahaa çook konu var leibniz abi. Şimdi zamanımızın önemli bir din felsefecisi olan Alvin Plantiga'nın görüşlerine değinicem ki bu adamı gercekten seviyorum.O diyor ki; Tanrının sıfatları ile kötülüğün bir arada bulunabileceğini göstermek yeterlidir. Amacına göre çelişki olup olmadığı da söylenebilir mesela insanların imtihan olması gibi. Kendimi yine tutamayacağım, bu soru bir de ne için soruluyor biliyormusunuz bu sorudan tanrı işte kötü sonucu çıkarmak için (ki kötü olan tanrı genel o dinlerin tanrısı olamaz o zaman o dinler yalan diye de baglanıyor).Şimdi burda bahsettiğimiz varlık TANRI yani bir insandan falan bahsetmiyoruz o istediğini yapmakta yaratmakta özgür ve bir şeyi yapmasından direk onun kişiliği hakkında yargı çıkaramayız genel olarak tabloya bakmamız gerekir.Babası küçük çocuğuna gece geç saatte dışarıda gezme dediğinde çocuk sırf babasının tamamiyle ne düşündüğünü bilemediği için eğer ona gaddar zalim ööğğ piss baba derse durum ne kadar komik oluyorsa tanrı için bu çıkarım yapıldığında o kadar komik oluyor.Neyse nerde kalmıştık ya hehh yani imtihan tanrının bir planı ise özgür iradenin kötülüğün olması kesinlikle gereklidir. Başka şeyler söylemek gerekirse Tanrı özgür iradenin yıkıcı sonuçlarını göstermek için de de kötülüğü yarattı denilebilir ve bu yıkıcılıktan insan kendi başına değil ancak Tanrıya yaklaşarak kurtulabilir. İslam dünyasında sıkça kullanılan ve genel olarak felsefede de kullanılan  başka bir yaklaşım ise şöyledir; az kötülük için çok iyiliğin terk edilemeyeceğidir. Yağmurun yağması yaşamın devamı için çok önemlidir ama yağmur sellere de sebep olabilir. Şimdi sel var diye yağmuru istememek pek iç acıcı bir istek veya akılcı bir yaklaşım olmaz.


Şimdi çok sevdiğim böyle beyin yakıcı bir kısma geldik,soru şu; Acaba kötülük gerçekten var mı? Yoksa iyiliğin yokluğumudur? Isının yokluğu soğuk, ışığın yokluğu karanlık ve bu durumda iyiliğin yokluğunun doğal sonucunu da biz kötülük olarak nitelendiriyoruz ve böylece tanrı bize iyilikten uzaklaşmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu gösteriyor olabilir(!). Aslında bu söylediğimi akademik kaynaklarda bulabileceğiniz gibi youtube'da einstein ateist hocasını kapak ediyor gibi şeyler yazarak ta bunun videosuna ulaşabilirsiniz. Öyle bir şey izlediğimi hatırlıyorum.

Sonlara yaklaşıyoruz sayın lâedrî okuyucuları içinizdeki son Tanrı veya cosmoz yada artık "bir enerji var ama tam olarak ne bilemiyorum" 'daki o enerji aşkına bana biraz daha dayanabilin. Hani diyorsun ya arkadaşım tanrı kötülüğü yarattığı için kötü diye he ben de diyorum ki Tanrı iyiliği yarattığı içinde iyidir. Hadi bakalım çık çıkabilirsen işin içinden demekki neymiş iyilik ve kötülük üzerinden ontolijik yargılarda bulunamayız ama yine de tanrının insanları yaratıp özgür bırakıp hatta bir din göndererek onları iyiye yönlendirmesi tanrının iyi bir varlık olduğunu gösterebilir. Kötüleri ahirette cezalandırması tanrının iyilere karşı merhameti ve adaletini de gösterir. insaların hasta olması, " afrikadaki insanların aç olması " tanrının merhametsiz olduğunu gösteriyorsa o zaman iyi sağlıklı kuvvetli mutlu insanlar da tanrının merhametli iyi olduğunu gösterir. Bunlar genelde imtihan kavramanın tam olarak kavranamaması ve bu dünyanın ahiret yanında kısacık olduğunun anlaşılmamasından da kaynaklanıyor. Her şeyin zıtlıklar ile bilinmesi ve imtihan kavramı bu sorulara cevap niteliğindedir.Tanrı bizi yaratmayabilirdi bizi yokluğa tercih edip yaratması bize merhamet sevgi gibi bilgileri vermesi bunun yanında kötü saydığımız kin acımasızlık gibi bilgileri vermesi de aslında tanrının bize olan ilgisine merhametine işarettir çünkü tanrı kötü bir şey yapsa bile kimse ona bundan dolayı karşı çıkamazdı eğer tanrı tüm insanları ezelden beri cehennemde tutsaydı mesela kimse neden neden buradayız yanıyoruz dese ve cevap alamasa ümitsizlik ve acı içinde ebediyete kadar yaşardı daha doğrusu bir ölür bir yaşardı. Demek ki tanrı bize imkanlar verip bize zaman tanıyıp bunca iyi güzel kötü çirkin şeyi tecrübe edip bilme şansı verdiyse o tanrı iyidir ve merhametlidir.Evet arkadaşlar yazının sonuna gelmiş bulunmaktayız yakın zamanda koyduğum noktalardan biri bu yazıyı bitirecek. Kötülük sorununun, neden ahlak var? tanrı ahiret olmadan ahlak ne durumda olurdu ? gibi devam yazılarını da yazmayı düşünüyorum.

Sonradan gelen ekleme; Doğal kötülükler denilen seldir depremdir vs şeyler için tanrıyı kötü olarak nitelendirmek bir anlam ifade etmez çünkü sel yada depremin sırf insanlara zarar verip öldürdüğü için kötü olduğunu söyleyemeyiz. Radyasyon yada yapay şeker insana zarar verir peki kötümüdür ? Burada zararlı olmasından değil etik olarak kötümüdür diye soruyorum. Selin yada depremin iyi-kötü ayrımı yapacak iradesi yoktur aynı şekilde doğanın da (ve içindeki canlıların da) iyi kötü ayrımı yapması beklenemez. Sırf leopar ceylanı yakalayıp öldürdüğü için bu sistemden dolayı tanrıya kötü diyen birisi leoparın karnı doyduğu için iyi de diyebilir. Burada eleştiri yapılacak ortak bir zemin yoktur. Bir şeye iyi kötü denilebilmesi için irade sahibi bir varlık olması gerekir. Hem kaldı ki ölüm, tanrının bir amacı kabul edilirse insan için belirlediği en temel varış noktası ve olması gereken durumdur. Yıldızların yada dünyanın oluşumuna iyi kötü diye bir nitelendirme yapamıyorsak deprem yada selin vb. diğer felaketlerin olmasına da biz insanlar iyi kötü diye adlandırma yapamayız (he tanrının bir amacı olabilir o ayrı). Bir şeyin üzücü yada mutluluk verici olması onu ahlaki olarak iyi yada kötü yapmaz. Sel olduğu için tanrı kötü yağmurla kurak toprağı canlandırdığı için iyi, bu vahşi yaşamı yarattığı için kötü sevgi ve merhameti gösterdiği için iyi... Bu karşılıklı örnekler çok daha uzatılabilir ama neticesinde bir yere varılamaz. Eğer belli özellikleri olan bir tanrı varsa ve bu tanrının dünyayı yaratmada belli bir amacı varsa o zaman sistemin içindeki sınırlı bilgiye sahip bizler böyle ucuz eleştiriler yapamayız. İyi bir varlık olan tanrının çeşitli canlılar ve alemler yaratması-insan kendi varlığını düşünüp bunun kendi yokluğundan daha iyi olduğunu hissedince anlayabilir- yaratmamasından daha güzel ve iyi bir durum olduğu için tanrı zaten bu evreni yaratmakla iyilik etmiş olur. O zaman geri kalan sistem demek ki tanrının planının bir parçasıdır ve bunu eleştirmek pek mantıklı olmaz.

Lâedrî

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder