Yıldızlar


‘’Ve zaman.İnsan gerçekten de ziyandadır.’’

Zaman akıp giderken yıldızlar üzerine çok fazla düşünmediğimiz anlardan herhangi birini yaşıyoruz.Ve az sonra bir tanesini daha yaşayacağız.Bu yaşayışın tanımının atalardan devralınması sebebiyle sanki hep bu sokaklardaymışız gibi yaşayacağız.Ezeli olarak burda ve bizden öncesi bizim sebebimizi açıklarken bu nedenler silsilesinin ilk 2 adımında düşünme sürecini sonlandırıyor olmamız ne acı.Atalarımızın da aynı yanılsamaya düşmüş olması muhtemel çünkü bu da devraldığımız  ve aktarma olasığımızın da yüksek olduğu bi hareket.Peki ya gerçekten bu mahalle hep mi burdaydı? Bu sorunun cevabından pek emin değilim ama böyle bi sorunun olmadığından eminim.Bu yaşayış tarzı kendini bize kendimizi bildiğimiz andan hemen önce tanıştırdı.Böylece onu durdurma fırsatını bize tanımayarak 15.yaş günümüzde güzelce paketlediği o algıyı kapımızın önüne bırakıp zile basarak kaçtı.Hayata hoşgeldin ve böyle yaşamanı istiyoruz.Şuana kadar eğlenceli gözüktü bana.İçinde barındırdığı hediye paketi süslemeleri ile , bu koşudaki yerimize bodosloma konulmuş gibiyiz.Maratonda şuanda sadece yüksek tempoda yürüyoruz.Herkesin bi işi olduğuna eminim ama niye koşuyoruz onu anlamadım.Kalabalıkların gürültüsü içinde hepimiz birbirimizin avutması gibiyiz.Eminim ki bu kadar gürültü olmasa yukarı bakardık.Gürültü demişken aslında her zaman dikkatimi çekmiştir gürültüler.Eminim ki o anları hatırlarsınız; o bi anda konuşmanın içinde kendimizi bulamadığımız ve bir saniyeliğine gürültüyü dışardan izlemeyi bulduğumuz o anları.Büyük resmi görebilme fırsatının bize tanındığı o anları içinde bulunamadığımız konuşmaların verdiği yalnızlıktan korkarak geçiştirdik.Yalnızlık , tanıtmak isterken insana insanı yalnızlık korkusu da peşinden gecikmeyip alıkoydu düşünmekten.Bu kararlar hep o kapıdaki hediye paketinden çıkmıştı sanırım.Önceden verilen ve bi türlü hatırlayamadığımız o kararlar;  belki de gerçekten çok önceden verildiği için, ne zaman bu kararın bize alınmakta zorunlu kılındığının fark edilmesinden alıkoyan o aynı kararlar aslında.Olmak ya da olmamak değil mesele.Mesele olmayı fark etmek.Şuana kadar kısır bir döngüye girmeye başladığını hissediyorum.Senden istediğim şey fark etmekse eğer zaten bunu fark etmeni istiyorum demektir.Sanki kendini çürütüyor her okuyuşta.Tıpkı içinde mantık hatası barındıran bizim pipo içen pozitivistlerin gün içerisinde ağzından defalarca duyabileceğiniz o klişe argümanlar kadar kendini çürütüyor hatta.Burda bi dış müdahale gerektiği kanısındayım.Bu önermeye çok acil bi kan lazım hem de.Bu kan biz var olduğumuzdan beri hep ordaydı.Sadece onun eksikliğini yaşadığımız anı beklercesine yukarı bak , hadi artık der gibiydi bize.Bu sefer bu kelimeleri sarf edişinde bir ima vardı sanki.Baktın ama göremedin ironisiyle başka bir anı mı bekleyecekti , yoksa bu sefer o sefer miydi ? Yıldızlar bunu umursamaz bence, onlar bizi paradokstan kurtaran işaretti ; bu hayattaki görevlerini  tamamladılar ve onurlarıyla ölebilirler artık.Şuan bir kez daha ölen o yıldızlara selam olsun.Tüm bu kutu olayı falan beni zaten yeterince yormuştu.Madem ölmeden çıkamıyoruz bu kutudan o zaman izin verin de kutu olduğunu birkez daha fark edip rahatlamak için hepimizin adına o yıldızlara bakmak istiyorum.Tıpkı bırakıldıkları gibiler, Er Ryan'ı kurtarmaya çalışıyolar.Onlar ölücek ve Ryan yaşıcak.Tüm olay bundan ibaret.Bazı zamanlar hava puslu olur.21.yüzyıl postmodern fabrikalarının bacasından tüten dumanlardan unuturum yukarda olduklarını.Ve bu devrimin perdelediği en gerçek şey insandır.Yarattığı popüler kültür bakın sosyal sınıf oluşturmuyorum diyerek sallanan sandalyesinde bir tur daha atarken biz de bunun iyi bişey olduğunun kanısında yine o yıldızları bir kez daha unuturuz.Ve yıldızlara bir darbe daha, işte postmodernizm; dünyanın düz olduğunu kanıtlayacak ortam ararken bunu bu konunun umrumuzda olmayışını sağlamasıyla başarır.Böyle bişey demiş olsa eskiden olduğu gibi devlet onu asmazdı.Çünkü bu kültürün şuanda böyle şeyleri umursamadığı aşikar.''Populus'' Fransızcada ''Halk'' kelimesinin karşılığıdır.Şuanda halk yerine halkın çoğunluğu anlamında kullandığımız popülerliğin ürettiği kültür zamana dayanamayan bir yanılsama iken anı yaşamakla çok fazla meşgul olan bizler ortak kültürünün inşasına yapılan bu darbe girişimini yine mi küresel güçlere bağlamakla yetineceğiz.Bu küresel güçler bizim onları ne olarak yorumladığımızla alakalı aslında.Bu yaptırımlar bizim bize neyi dikte ettiğimizden ibaret.Bu kültür bizim kültürümüz.Benim ve bizim diyebildiğimiz her şey onda saklı.

O zaman senden son bir şey istiyorum.Bir kez daha o yıldızlara bak.Ama bu sefer görmeyi dene.

Lâedrî

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder